Üç Eylül

süredir duygularla alakalıyım. Sevinç, kızgınlık falan basit de geriye kalan duygular ne acayip. Kıskançlık da duygular arasında en komplike olanlarından bence.akici ve içten bir anlatım. emeğineze sağlık.

Bir çırpıda okunabilen ve gündelik hayattan basit, sade, anlaşılır ve yalın bir kurgu, gözlem, belki de yaşanmışlık.. Mehmet Akif'i kutluyorum. Yeni eserlerini bekliyorum.

Bir günde bitirdim. su gibi aktı gitti. o esnada yasadigim duygulara yoldas oldu bu kitap, hayatın icinde olabileceklere dair bir gosterge, bir fener gibiydi.

Öncelikle yazarımızın ilk deneyimi olmasına rağmen çok samimi sade akıcı ve eminim ki her okuyucunun hayatına yaşadıklarına kalbine dokunurcasına bir derinlikte yazılmış bir kitap. Eline yüreğine sağlık Mehmet Akif TÜRKAY. Yazarımızın bu ilk eserini okuyan tüm okuyucuları, İkinci üçüncü hatta çok daha fazla yeni eserleriyle yeni hikayeleriyle buluşmanın heyecanını ve sabrını yaşayacaktır eminim. Bir roman okurken kendinizi farkında bile olmadan, o hikayenin içinde o duygu yoğunluğunda bulmak bir okuyucu İçin çok önemlidir. Benim yaşadıklarıma fazlasıyla dokunan bir hikaye, o yüzden kendimi tam da içinde buldum ve tekrar yüzleşme fırsatım oldu. Belki kitabı okumadan önce yorumları okuyan okuyucular olabilir o yüzden ayrıntı vermek istemiyorum. Hikayesi, yaşattığı duygu, karekterleri, heyecanı sürpriz olsun...bir kahve molasında okuyabileceğiniz kadar kısa, içine bir ömür sığdırabileceğiniz kadar da derin bir hikaye. Hadi vakit kaybetmeden okuyun hemen....

Kitabı bir solukta okudum,hayatın gerçekleri üzerine kurgulanmış ve özellikle son kısım süper. Yazarımızın kalemine, yüreğine sağlık. İşte hayat diyerek okuya bileceğiniz bir eser kesinlikle tavsiye ederim.

Aramızdan birilerinin,yani her mahallede her sokakta gördüğümüz sade yaşamların yalın hikayesi.Yazar tüm içtenliği ile ,aldatılmayı,yalnızlığı ve daha bir çok duyguyu dile getirmiş.Bir soluta okunası bir eser.Mutlaka okuyun

Yarın, haftaya veya gelecek ay neler yaşayacağımızı bildiğimiz bir kurgusu olsaydı hayatın; bu, sizin için de cazip olmazdı sanırım. İnsan hayatını çekilir kılan bilinmezliğidir, cazibeyi yaratan budur. Yazarımız da, hayatın ona getirdiklerini yaşamış, sevinci, üzüntüyü, heyecanı, ihaneti görmüş, bunu da samimi ifadelerle yazıya dökmüş. Okura düşen ise, bu samimiyetten fayda çıkarmak, hayatın bilinmezliğiyle mücadele ederken yaşanmışlıklardan ders çıkarmaktır. Bu naif eseri okumanızı rahatlıkla öneriyorum.

Hayat hüzünle örülmüş. Arada bir karşımıza çıkan sevinçler oluyor. Yakalayabilirsek, ne ala....

Hayatın her evresinde, her konuda hata yapabiliyoruz. Başarılı olanlar ise; son dakikasında bile olsa Otoyol öncesi son çıkış işaretini yakalayabilenler ! Yazar; akıcı bir dille hissettiklerini, yaşadıklarını yalın bir biçimde kaleme dökmüş. Bizlere de deneyimlerinden dersler bırakmış. Bir fincan Türk kahvesi içimi süresinde okunabilecek ve onun lezzetinin ağzınızda bıraktığı aroma lezzetinde okunacak bir eser. Tavsiye olunur!

Anlatim dili sade, hikaye surukleyici, bir solukta okudum. Elinize sağlık Mehmet Akif Türkay..